Arkadaşlar ben farklı düşünüyorum.
Abant çevresindeki yolun kaldırılması çok olumlu.Çevresinde ancak yaya/bisikletle dolaşılacak olması bence harika.
Elektrik tellerinin yeraltına taşınması ve de en önemlisi kanalizasyon kollektörleri konusu gecikmiş ama henüz geç kalınmamış bir yaklaşım. Buna da çok sevindim.
Atların bıraktığı dışkıyı karasinek üremesine! sebebiyet verdiği gerekçesiyle de önlem alacak olmarı çok olumlu. Neticede su kalitesini çok fazlaca olumsuz etkiliyordu.
Tekne yarışları, tekneler olması da motorsuz olduğu sürece bence bir sıkıntı yok. Belirli bir düzen içinde koordine edilmesi durumunda gayet olumlu.
Yüzer platformda lokanta vs ne yapacaklarsa da yapsınlar, umuyorum ki büyük birşey olmaz.
Bütün bunlar neticede bu doğa parçasının göz göre göre yok olması/tüketilip atılması yerine bir ekonomik değer olarak görülmesi anlamı taşımakta. Bu süreç içinde o doğa parçasından istifade eden/çıkarı olan biz balık avcılarının da göldeki ekonomik katma değerimizi yerel yönetimler idrak ettikleri vakit bizim ihtiyaçlarımıza da yönelik düzenleme getirme gereğini hissedeceklerdir. Dernek olarak bizlerin bu aşamada yaklaşım biçimi böylesi gelişmeye karşı çıkacağına bu oluşumun doğal denge, mevcut kanunlar ( milli parklar ve de amatör tebliğ ) ve de çıkarlarımız doğrutusunda bu yapılanmaya yön/şekil verilmesini temin etmemizdir.
Sevgili Burak,
Hatırlarsan bazı hayalleri beraber kurmuştuk.
Benim bir hayalim vardı.
Rahatsız edilmeden, giriş ve çıkışta konrtol edilerek avlanmak adına kendimce kurduğum bir hayal.
Abant Gölünde 3 ya da 4 adet 200 er metrelik yüzer iskeleler.O iskeleleri bile aşağıdaki krokiye pıt diye yerleştirdim.
Her birinin başında yani kara kısmında ufak ve tel örgü ile çevrilmiş bir saha.
Her sahanın kapısında bir görevli.
Amaç kıyıdan avcılığı yasaklayarak, iskelelerden yapılan kontrollü avcılık için imkan yaratmak.Ama kardeş bu benim dayanaksız, araştırmasız, kendi kendime kurduğum, halen kazara uygulanırsa sonucunun ne olacağını benim bile kestiremediğim bir
hayal.
Senin bakış açından bakınca, neden olmasın demem tabii ki mümkün.
İyi de bu geniş çaplı projenin benim hayalim gibi araştırılması, bilimsel verilerle desteklenmesi gerekiyor.
Kendimce araştırıp, öğrenebildiğim kadar gündemde olan bu projenin bu tarz bir dayanağı yok.
Üstelik benim hayalimin kalıcı bir zararı da yok. Dubalar üzerine kurulu iskeleyi kaldırdığında her şey eskisine dönebilir.
Ama o göle yatırım yapan girişimciyi bir soktuğunda, çıkartmanın pek mümkün olacağını sanmıyorum.
Bir zamanlar Sarmaşık Gülleri filminin çekildiği ve daha sonra yanan ahşap Turban Otel haricinde, bir de virane İnönü köşkünün bulunduğu Abant'ı düşünüyorum da, daha sonra yapılan oteller ve diğer irili ufaklı tesislerden sonraki, onların yarattığı her türlü kirlilik içimi acıtıyor.
Bilmem anlatabildim mi?
Sonuçta hep birlikte yaşayıp, göreceğiz. NOT:
Ben de hayalimi yeni proje ile ilgili birilerine duyurmaya çalışsam mı ki?
Olur da uygulanırsa vebalinin altından kalkabilir miyim acep?