Son İletiler

Sayfa: 1 ... 6 7 [8] 9 10
71
Av Raporları / Ynt: Baba & Oğul
« Son İleti Gönderen: Sinan Işıldak 10 Ocak 2017 - Salı, 18:16:11 »
           
       Birol, keyifle okudum. İnşallah Torun,Baba,Dede olarak devam edersiniz.
72
Av Raporları / Ynt: ALA ÇAĞIRMALARI (Sade Güzellik)
« Son İleti Gönderen: Sinan Işıldak 10 Ocak 2017 - Salı, 18:09:38 »
Bu anıları ALA ÇAĞIRMALARI adlı bir kitaba aktarmamak çok yazık olur.
Ellerin dert görmesin Sinan.  good::


             Sağolasın Tarık Abi, okuyan gözlerin, yorum yazan ellerin dert görmesin. Niyetim,çabam bu yönde ama ne zaman, nasıl olur kısmet bakalım. Not:Koca Yürek, zahmet olmazsa balıkçının güncesine Abant yazımı da ekleyebilirsen sevindirirsin beni. Çokça selam..
73
Av Raporları / Baba & Oğul
« Son İleti Gönderen: KARTAL 10 Ocak 2017 - Salı, 15:49:42 »
Merhaba


Ava babamın, amcalarımın ve dayılarımın peşinde kısacası avcı bir ailenin ele avuca sığmaz yaramaz çocuğu olarak başladım. Avcı olmamak gibi bir lüksüm yoktu bu da benim en büyük şansım. Şimdi aile geleneğini, ata mirasını aktarma sırası bende. Allah bağışlarsa iki oğlum var şu an 10 ve 13 yaşlarında iki aslan parçası. Büyük oğlum Sarp artık beraber ava gidebilecek kadar büyüdü ve çok hevesli. Küçüğümüz Egemen de abisinden geride değil avlanma konusunda. Bana düşen bu mirası geliştirerek oğullarıma aktarmak. Fly Fishing e başlamamın en önemli nedeni de budur.
Uçar avındaki ilk antrenmanımızı 2016 bıldırcın açılışında Sarp la beraber yaptık.

Ailecek yaptığımız piknik tadındaki Fly antrenmanlarımızı saymazsak bütün gün avlanacağımız ilk avımız olacak Sarp la.
Akşamdan malzeme listemizi hazırlayıp kontrol ettik. Unutacağımız her şey avda bize zorluk çıkartacaktır. ( ama hep bir şey eksik kalır  )
Çizmelerimiz, yelek, fly lar, fly oltalarımız, yiyecekler, su, şapka, fularlarımız, polarize gözlüklerimiz.
Hedefimiz balık yakalamaktan önce avlakta yürüyüş, yön bulma, suyu ve yiyeceğin nasıl kullanılacağı, güvenlik ve doğada gözlem.
Gideceğimiz yeri akşamdan dedemize söyledik ki acil bir durumda bizi arayacakları yeri bilsinler. Zira telefonun genelde çekmediği bir bölgede olacağız.
Sabah erkenden uyandık, malzemelerimizi arabaya yerleştirdik ve düştük yola.
Yolda konuşarak giderken Sarp’a sordum
-   Babam kahvaltı etmedik farkında mısın ?
-   Ne bileyim sevinçten aklıma gelmedi baba.
-   Çorba içer misin ?
-   Oluuur fark etmez.
-   Kelle paça?
-   Allah derim baba , süpersin.
Çorbacı da kelle paçamızı ve birer bardak çayımızı içip tekrar yola koyulduk .Yolda bu derede çocukken sinek oltayla ne kadar çok balık yakaladığımı ballandıra ballandıra anlattım Sarp’ a. Ama derenin artık kirlendiğini ve sahip çıkamadığımızı da anlattım. Yol yaklaşık 1 saat sürdü avlağa varır varmaz arabayı düzgün ve emniyetli bir şekilde park ettik. Takımlarımızı hazırladık, çizmelerimizi giydik, yeleğimiz, av da yiyeceğimizi ve suyumuzu yanımıza aldık. Düştük dere kenarına. Su bulanık ve mevsim itibarı ile az akıyordu. Dere boyunca suyun akışına ters yol almaya başladık. Bizi ilk olarak, örümcek ördüğü güzel ağda karşıladı. Bir hatıra fotoğrafı aldık kendisinden. Suyun göllendiği kaya diplerinde atışa müsait yerleri fly larımızla yokladık fakat kansalar küsmüştü sanki hiç yüz veren olmadı . Aslında benim ilk amacım Sarp ı dere boyu yürütmek ve dere avının hele ki birde fly la avlanıyorsan zorluğunun tadına bakmasını sağlamaktı. Yolun yarısında dere kenarındaki ağaçlar dikkatimi çekti.
-   Karşıdaki ağaçtakileri gördün mü ?
-   Siyah siyah duranlar mı baba ? derken alnından süzülen terleri siliyordu Sarp.
-   Evet. Sence ne olabilir ?
-   Bilmem.
Sudan geçip ağaçlara yaklaştıkça Sarp
-   İncir gibi ama ( çocuk ne bilecek ilk defa görüyor dalında inciri hasbel kader tatilde bahçede gördüğünü saymazsak )
-   Evet incir.
Biraz incir yedik tadı da süperdi ama ilk kural fazla kaçırma sonra kötü oluyor direk motoru bozar tecrübe ile sabittir. Dönerken de biraz yeriz diyerek yolumuza devam ettik. Sarp yoruldu fakat hiç su içmedi. Konuşmuştuk yazın çeşmelerin kuruyabileceğini ve suyu ilk etapta tüketirsek dönüşte zorluk çekebileceğimizi. İlk  hedeflediğimiz bölgeye gelmiştik söğütlerin gölgesine oturduk ve birer elma yedik. Suyu izledik Gezinen bir iki kasna gördüm ve polarize gözlük marifeti ile Sarp a da gösterdim. Sessizce suya girip bir tanesini kandırmak için atış yaparken Sarp ta beni izliyordu. Balığı yakaladığımda duyduğum  “ helal babam “ ne kadarda güzel bir iltifattı. Hemen suya iade ettim.
Ufak moladan sonra devam etmeye karar verdik ve dere boyu daha önce iri kasnaların olduğu bölgeye doğru yol almaya devam ettik. Ara ara müsait bölgelerde fly larımızı kasnalara savurduk. Sarp birkaç vuruş aldı ama umudu kırıldığından olacak ki tasmada geç kalınca balıkları kaçırdı. Geniş birikintilerin olduğu alana tam gelmiştik ki gözlendiğimizi fark ettim bir Kızıl Şahin karşı kıyıda kayaların üzerinden bizi izliyor. Sarp a işaret ettim gülümsedi. Hatıra fotoğrafı aldık kendisinden.
Esas molamızı ağaçların gölgesinde verdik. Karnımızı doyurduk ve iri kasnalara niyet fly savurduk ama beklediğimiz gibi çokta kayda değer balık göremedik.
Artık dönme vakti  geldi. Arazide acil durumlarda hızlı yol alabilmek için keçi yollarının ve patikaların varlığından bahsedince Sarp “ baba çok kötüsün “ diye güldü. Giderken biraz zorladım, belki vaz geçer diye ama vazgeçmedi. Dönüşte sudan geçerken daha dengeli ve temkinli yürüdüğünü fark ettim, öğreniyor. ……
Suyu gözlemledik zaman zaman yengeçleri ve kurbağaları. Su kenarındaki yaşamı ; arılar, sinekler, çekirgeler ve daha bir sürü böcek. Hatıra fotoğraflarını aldık hepsinin. Zira bir fly balıkçısı için hepsi önemli birer kaynak. Mevsimleri ve sudaki pozisyonları itibarı ile. Bir de alıç ağacı ile selamlaştık.
Artık ulaşılabilir alana geldik ilk iş bizi bekleyenlere haber verdik iyiyiz diye.  Suyumuz da sona gelmişti artık. Son yudumları alıp arabayı bıraktığımız dik rampayı da tırmanınca Sarp offff off diye kasık çizmelerini çıkardı. Baba haklıymışsın iyi ki daha küçükken getirmemişsin beni dayanamazdım herhalde. Sana kızıyordum beni niye götürmüyorsun diye ama yine haklı çıktın. Sinir oluyorum her seferinde haklı çıkmana diye sızlanırken bagajdan kavunu çıkarıp dilimlemiştim bile. Şeker gibi bir on dilim kavunu ilaç gibi geldi bize. Kavunumuzu sıcakta hayvanlarını otlatan çobanla paylaştık selamlaştık ve dönüş yoluna düştük.
-   Bayağı yoruldun babam dedim.
-   Evet baba ya zor iş ayaklarım sızlıyor.
-   Bir daha ısrar etmezsin herhalde Sarp dedim
-   Pişman değilim babamm yine de yine gelirim   
dedi , dünyalar benim oldu. Ebedi av partnerim can oğlum canım oğlum. Ailemizin 5. Kuşak avcısı ilk sınavını azmi kırılmadan tamamladı.
Tek dileğim Kirmir gibi derelerimizin sularımızın çok geç olmadan korunması ve geçtiği yerlere zehir yerine hayat taşıması. Logar yerine yosun kokması.
74
Av Raporları / Ynt: ALA ÇAĞIRMALARI (Sade Güzellik)
« Son İleti Gönderen: Tarık Ersal 10 Ocak 2017 - Salı, 12:06:44 »

Bu anıları ALA ÇAĞIRMALARI adlı bir kitaba aktarmamak çok yazık olur.
Ellerin dert görmesin Sinan.  good::
75
Av Raporları / Ynt: ALA ÇAĞIRMALARI (Sade Güzellik)
« Son İleti Gönderen: Sinan Işıldak 09 Ocak 2017 - Pazartesi, 17:17:12 »
" ... sapsarı güneşe yenik düşüyor ..."
Nedense bu anı bana daha bir sıcak geldi, epeydir tembellik yapıp yazmadığından mıdır yoksa dilin mi daha bir zenginleşti. Her neyse Pazar günüme tat kattı.  :)
Ellerine sağlık, sağol.  flowers::
               Karlı, soğuk kış günlerinde ''sapsarı güneş''  öyle hissettirmiş olmasın. Her günün tatlı olsun Metin Abi, sağolasın.
76
Av Raporları / Ynt: ALA ÇAĞIRMALARI (Sade Güzellik)
« Son İleti Gönderen: Metin Karagöz 08 Ocak 2017 - Pazar, 21:59:09 »
" ... sapsarı güneşe yenik düşüyor ..."
Nedense bu anı bana daha bir sıcak geldi, epeydir tembellik yapıp yazmadığından mıdır yoksa dilin mi daha bir zenginleşti. Her neyse Pazar günüme tat kattı.  :)
Ellerine sağlık, sağol.  flowers::
77
Av Raporları / ALA ÇAĞIRMALARI (Sade Güzellik)
« Son İleti Gönderen: Sinan Işıldak 08 Ocak 2017 - Pazar, 14:46:54 »
ALA ÇAĞIRMALARI (Sade Güzellik)

Av tarihi: 27-09-2011

İki farklı avlak, bir yavru geyik, iki alabalık; birisi bol benekli, diğeri sade olsun... Başka ne olsun? Orman olsun çokça çam ormanı ve yer yer arasına karışmış düz yapraklı ağaçlar olsun. Sararmış, hafifden kızarmış olsun bu yapraklar. Yer yer sis olsun manzaramda... Eylül ayı ama erken bir sonbahar olsun. Ekim'in Kasım'a kavuştuğu gibi olsun...

İhtiyarla (Ercan Güven) sezon kapanış avı için kaçmıştık. Kaçtığımız avlak yıllar önce ihtiyarı götürdüğüm bir avlaktı. Bu avlağa gidebilmek için çok ince bir istihbarat, araştırma yapmıştım zamanında. Ha deyince gidilebilecek bir avlak değildi.(neyse uzun hikaye)Orman içi vahşi bir avlak. İlk gittiğimizde çok güzel, keyifli ve verimli bir alabalık avı yapmıştık. (İkinci kez yine gitmiş çok kısa bir av yapmıştık. Kıştan kalma diz boyu karda, ayı izlerinin eşlik ettiği 2-3 km lik dağ-orman yolunu binbir zahmetle yürümek zorunda kalmıştık. Bu ikinci avda Sevgili Murat Coşkun'da bizleydi. Çokça selam olsun Murat'a ve boş dönmemiş yine alabalığımızı tutmuştuk.) Bu üçüncü avımız olacaktı bu avlakta.

Avlağa vardık muhteşem bir sis basmış ormanın içini. Manzaranın seyrine doyum olmuyor. İnanın av yapmasanız bile bu keyfi yaşamak yeter öyle söyleyim. Sisin örtemediği alanlardaki orman manzarası ne bileyim muhteşem işte. Ava başladık ama avımız verimsiz geçiyor. Sıkı bir av baskısının yanında katliama varan avlarda yapılmış burada. Etraftaki izlerden net belli. Umutla oltamızı atıyoruz çekiyoruz. Ben kısmetliydim. Oltamda nasibim müthiş bir direnç gösteriyor. Kanırta kanırta, zor bela aldım sudan. 37 cm lik bir doğal alabalık. Zaman geçtikçe muhteşem sis, sapsarı güneşe yenik düşüyor ve kayboluyordu. Tıpkı bizim umutlarımız gibi.

İhtiyar ise kısmetsizdi. Vakit öğlen olmuş karnımızı doyuruyoruz, bu avlakta daha fazla kalmanın anlamı yok. İhtiyar dedim istersen kalabilir avlağı zorlayabiliriz ama verim yok. Haklısın ne yapabiliriz var mı başka bir düşüncen, planın dedi.

Olmaz mı, sezonun son avı bu. B-C planlarım var, hadi sorma gidelim yolda konuşuruz dedim. Bölgenin yakınlarında sayılabilecek başka bir avlağa geldik. Dünyanın en güzel avlağına.  Dinleniyoruz ve bir yandan da çevreyi gözlemliyoruz. Vakit ikindi vakti.

Büyük heyecan şimdi başlıyor. Dünyanın en güzel avlağında yaşanır, tarifi imkansız bambaşka bir heyecandır bu.

Derenin yukarılarına doğru paslaşa paslaşa avlanıyoruz. Biraz zorlu dere ve mevsim itibarı ile suyu azalmış olduğundan bir çok yeri pas geçmek zorunda kalıyoruz.

Bu durum parkurun güçlüğü ile de birleşince sık sık dereden çıkmamıza ve dik bayırları tırmanmamıza neden oluyor. Tekrar uygun yerlere ulaşmak için bu dik bayırlar gibi önümüze çıkan yeni bayırları da yavaş yavaş inmek zorunda kalıyoruz. Vakit akşam olmak için çok acele ediyor, biz de akşam karanlığına kalmadan hedefe ulaşmaya çalışıyoruz. Ama işimiz zor ve bunca parkuru kah dereden, kah dik patikalardan birbirimize destek olarak anca geçebiliyoruz. El ele vermemiz gereken dik bayırlar bunlar. Karanlığa kalırsak parkurun tehlikelerine açık bir hale geleceğiz ve keyfimiz kaçacak besbelli.
 
Oltamı her atıp çekişimde kendimden geçiyorum adeta. Bir ufak dokunuş aklımı başımdan alacak. Bazen suyun içindeki bir dala dokununca mepsim ahh diyorum, acaba balık mıydı diye. Suyun içindeki bir ilişkene dokunan mepsimin aldatmacasından dolayı balık mıydı, değil miydi diye iyice emin olmak için tekrar aynı yere atıyorum mepsi. Evet dala deymiş bu, balık değilmiş anasını satayım diyorum. Heyecanım bunu yaptırıyor bana anlatılamaz gerçekten. Dünyanın en güzel avlağında olur böylesine heyecanlar. Bir de zamanla yarışmak durumunda iseniz anlayın işte.

Ya bu dereye bi daha geleceksin Monti, ya da bu iş bugün sona erecek ve bütün merak bitecek.

İlerliyorum şahane diyebileceğim bir akara geliyorum. Ve burada, bu noktada avı sonlandıracağım çünkü zaman kalmadı akşam olmak üzere. Bir sonraki olta atılacak yeri merak etsem de avı bu merak içinde bitireceğim. Her balık olabilecek yerlerden boş çıkınca bir sonrakine bakmak ister insan. Ama bakmayacağım ne olursa olsun, ya tutacam buradan ya da boş çıkacam kesin karar. 90+3 gibi bişey durumum. Av kafamda tamamen bitmiş durumda. Tutamazsam başka zaman gelirim dedim. Önümde  güzel bir akar var ve 5-6 kere atış yapmalık canı var yerin.

Atıyorum oltamı; anlatmam çok zor bu anı gerçekten zor. Yıllardır birbirine kavuşamamış sevgili gibiyiz o beni, ben onu bırakmıyorum. Meps dudaklarını kilitlemiş bırakıp gitmesi imkansız. Sımsıkı sarılıp kucaklaşıyoruz. Öpüp kokluyorum onu. İnanamıyorum bu nasıl sade bir güzellik, Allah'ım sana şükürler olsun diyorum.

Çok farklı sade bir güzelliğe sahip kırmızı benekli alabalık. Rüyada olanlar bazen gerçek hayatta da olabiliyor, ama rüyaydı rüya bu. Gerçek bir rüya...

Fotoğraf makinamı unutup yanımda getiremediğim avlarımdan biriydi. Allah'tan ihtiyarın makinası bu avda yanında idi. Bu güzelliği çekmek için getirmişti sanki makinayı. Bakmaya doyamadığım, aklımı başımdan alan alabalıklar arasına girmişti. Sizler de bakın istedim. Bakın bakın daha yakından bakın hele. Yanal çizginin altında tek bir benek yok, sadeliğe bakın yaa... (Bazı Abant alalarında da rastlanır bu sadeliğe yanal çizginin altına benek inmez)

Ben makinayla poz çekerken ihtiyar son atışlarını yapıyordu, ama nasibi yoktu bugün.

Birinci avlağa giderken yolumuza çıktı; ürkek ve şaşkındı ama bize izin verdi arabadan indik, peşinden yürüdük ihtiyar videoya aldı. Güzel bir ilkokul şarkısını bi kaç gün dilimden düşürmedim '' Yemyeşil kırlarda bir yavru geyik varmış, Annesinin yanında hoplaya zıplaya oynarmış''
 
Ormana daldı, Annesinin yanına gitti...

28-11-2016     SİNAN IŞILDAK
78
Av Raporları / Ynt: ALA ÇAĞIRMALARI (Abant)
« Son İleti Gönderen: Sinan Işıldak 26 Aralık 2016 - Pazartesi, 13:30:56 »
Sinan, okuyalı epey oldu ama bir fırsat yaratıp ta eline sağlık, sağol diyemedim.

Eline, emeğine sağlık; bildik (asfalt kenarı  ;) )yerlerden söz edince daha bir umutlu oluyor insan. Nedense...  :)
 flowers::
Sağlıcakla kal.

  Metin Abi sağolasın. Sezonu Abant ta açarız Tarık Abi de Abant'a sıcak bakıyor ben de. Hem asfalt kenarı yormaz bizi hem de trofe alabalık şansı var. Güzel olur her açıdan. Selamlar..
79
Av Raporları / Ynt: ALA ÇAĞIRMALARI (Abant)
« Son İleti Gönderen: Metin Karagöz 25 Aralık 2016 - Pazar, 19:39:30 »
Sinan, okuyalı epey oldu ama bir fırsat yaratıp ta eline sağlık, sağol diyemedim.

Eline, emeğine sağlık; bildik (asfalt kenarı  ;) )yerlerden söz edince daha bir umutlu oluyor insan. Nedense...  :)
 flowers::
Sağlıcakla kal.
80
Av Raporları / Ynt: ALA ÇAĞIRMALARI (Abant)
« Son İleti Gönderen: Sinan Işıldak 23 Aralık 2016 - Cuma, 18:20:28 »

Bir de 2007 den kalma nostalji yapam dedim.

             
             Tarık Abi, Abant iyi olur, rahat olur (Belim için en azından) Alabalığın kafası hala buzlukta duruyor. Duvara asacam bu yaz diye diye 10 sene geçmiş. Ama bu yaz kurutup asacam.. Valla seni de özledim, Abant'ı da. Ateş yakacaz Koca Yürek, bak 2016' DA bitti..
Sayfa: 1 ... 6 7 [8] 9 10